Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Verlauf
bir örnek
Bedeutungen von dem Begriff
"bir örnek"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
bir örnek
one example
n.
2
General
bir örnek
uniform
adj.
Idioms
3
Idioms
bir örnek
taste of something
n.
Bedeutungen, die der Begriff
"bir örnek"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 113 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
analiz edilecek bir örnek
assay
n.
2
General
olağanüstü bir örnek
extreme case
n.
3
General
tipik bir örnek sorun
case in point
n.
4
General
tipik bir örnek
a case in point
n.
5
General
tipik bir örnek
case in point
n.
6
General
tipik bir örnek
textbook example
n.
7
General
klasik bir örnek
textbook example
n.
8
General
küçük bir örnek
a small example
n.
9
General
net bir örnek
an obvious example
n.
10
General
açık bir örnek
an obvious example
n.
11
General
-e bir başka örnek
bedrock
n.
12
General
-e bir başka örnek
exactor
n.
13
General
-e bir başka örnek
clinical superiority
n.
14
General
-e bir başka örnek
detachedness
n.
15
General
-e bir başka örnek
retreat
n.
16
General
iyi bir örnek
a good example
n.
17
General
uç bir örnek
an extreme example
n.
18
General
tipik bir örnek
textbook case
n.
19
General
tipik bir örnek
textbook example
n.
20
General
mükemmel bir örnek
epitome
n.
21
General
bir beceri ya da uğraşta usta ya da örnek gösterilen kişi
cher maître
n.
22
General
klasik ve mükemmel bir vaka/örnek
textbook case/example
n.
23
General
(kötü veya zor bir şeye ait) öne çıkan örnek
devil
n.
24
General
bir diğerini daha parlak gösteren örnek
foil
n.
25
General
bir dizi kitap içeriğinin örnek ve açıklamalarını içeren kitap
prospectus
n.
26
General
araştırılması zor bir örnek için model olarak kullanılan unsur
proxy
n.
27
General
-i örnek alarak bir şeyi yapmak
model something on
v.
28
General
bir örnek yapmak
unify
v.
29
General
örnek bir davranış sergilemek
display exemplary behaviour
v.
30
General
örnek bir davranış sergilemek
show exemplary behaviour
v.
31
General
doğal bir oluşumdan örnek almak
core
v.
32
General
-e bir başka örnek
fantastic
adj.
33
General
bir örnek verecek olursak
for example
adv.
34
General
örnek verirken kullanılan bir ünlem
oh
interj.
Phrasals
35
Phrasals
bir şeyi başka bir örnek üzerinden/örneğe göre yapmak
fashion (something) after (something else)
v.
36
Phrasals
bir şeyi başka bir şeyi örnek alarak yapmak
fashion (something) after (something else)
v.
37
Phrasals
bir şeyi başka bir örnek üzerinden/örneğe göre yapmak
fashion (something) on (something else)
v.
38
Phrasals
bir şeyi başka bir şeyi örnek alarak yapmak
fashion (something) on (something else)
v.
39
Phrasals
bir şeyi başka bir örnek üzerinden/örneğe göre yapmak
fashion something on something
v.
40
Phrasals
bir şeyi başka bir şeyi örnek alarak yapmak
fashion something on something
v.
41
Phrasals
bir şeyi bir örnek/kalıp üzerinden şekillendirmek
fashion (something) out of (something else)
v.
42
Phrasals
bir şeyi bir örnek kullanarak yapmak
fashion (something) out of (something else)
v.
43
Phrasals
bir yönüyle bir şeye örnek gösterilmek
exemplify something by something
v.
44
Phrasals
bir yönüyle bir şeye örnek teşkil etmek
exemplify something by something
v.
45
Phrasals
(bir şeyi yaparken başka bir şeyi) örnek almak
fashion (something) after (something else)
v.
46
Phrasals
(bir örnek/kalıp) üzerinden şekillendirmek
fashion out of
v.
47
Phrasals
(bir şeye) örnek vermek
instance in (something) [obsolete]
v.
48
Phrasals
(bir şeye) örnek olarak sunmak/alıntılamak
instance in (something) [obsolete]
v.
49
Phrasals
(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) örnek olarak almak
model (oneself or something) on (someone or something else)
v.
50
Phrasals
(kendini/bir şeyi birini/bir şeyi) örnek alarak geliştirmek
model (oneself or something) on (someone or something else)
v.
51
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak/geliştirmek
model (something) after (something else)
v.
52
Phrasals
(bir şeyi) yapmak/geliştirmek için (başka bir şeyi) örnek almak
model (something) after (something else)
v.
53
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak/geliştirmek
model (something) on (something else)
v.
54
Phrasals
(bir şeyi) yapmak/geliştirmek için (başka bir şeyi) örnek almak
model (something) on (something else)
v.
55
Phrasals
'-i yapmak/geliştirmek için (başka bir şeyi) örnek almak
model on
v.
56
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak
pattern (something) after (something else)
v.
57
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak
pattern (something) on (something else)
v.
Phrases
58
Phrases
(bir şeyin) örnek gösterilmeye değer kısmı/tarafı
the best part of (something)
n.
59
Phrases
(bir şeyin) örnek gösterilmeye değer kısmı/tarafı
best part of something
n.
60
Phrases
bir başka örnek
an another example
n.
61
Phrases
bir örnek verecek olursak
to give an example
expr.
62
Phrases
bir diğer örnek ise
another example is
expr.
63
Phrases
-e bir başka örnek
yet another
expr.
Proverb
64
Proverb
iyi bir örnek olmak öğüt/nasihat vermekten daha etkilidir
a good example is the best sermon
Colloquial
65
Colloquial
bir durumu en iyi biçimde anlatan örnek
a case in point
n.
Idioms
66
Idioms
(bir şeye) mükemmel bir örnek
the picture of
n.
67
Idioms
bir şeye örnek
case of something
n.
68
Idioms
bir durumu en iyi biçimde anlatan örnek
the case in point
n.
69
Idioms
(bir şeye) iyi bir örnek
very picture of something
n.
70
Idioms
yeri doldurulması güç bir örnek
a tough act to follow
n.
71
Idioms
için kötü bir örnek
an apology for
n.
72
Idioms
bir şey için kötü bir örnek
an apology for something
n.
73
Idioms
için kötü bir örnek
an apology for
n.
74
Idioms
bir şey için kötü bir örnek
an apology for something
n.
75
Idioms
kötü bir örnek olmak
be an apology for something
v.
76
Idioms
bir konuda en uç/en üstün örnek olmak
be the living end
v.
77
Idioms
mükemmel bir örnek olmak
be a shining example
v.
78
Idioms
ideal bir örnek olmak
be a shining example
v.
79
Idioms
çok iyi bir örnek olmak
be a shining example
v.
80
Idioms
kusursuz bir örnek olmak
be a shining example
v.
81
Idioms
mükemmel bir örnek olmak
be a shining light
v.
82
Idioms
ideal bir örnek olmak
be a shining light
v.
83
Idioms
çok iyi bir örnek olmak
be a shining light
v.
84
Idioms
kusursuz bir örnek olmak
be a shining light
v.
85
Idioms
için kötü bir örnek olmak
be an apology for
v.
86
Idioms
(bir şeye) olarak örnek/model göstermek
hold up as (something)
v.
87
Idioms
(bir şeye) iyi bir örnek olmaya devam etmek
hold up as (something)
v.
88
Idioms
(bir şeye) iyi bir örnek olmayı sürdürmek
hold up as (something)
v.
89
Idioms
hala (bir şeye) iyi bir örnek olmak
hold up as (something)
v.
90
Idioms
(birini/bir şeyi) örnek almak
take a cue from (someone or something)
v.
91
Idioms
(birini/bir şeyi) örnek almak
take one's cue from (someone or something)
v.
Speaking
92
Speaking
bir örnek vereyim
let me give you an example
expr.
93
Speaking
buna bir örnek
it is a case in point
expr.
94
Speaking
bir örnek vereyim
let me give you an example
expr.
95
Speaking
bana bir örnek ver
give me an example
expr.
96
Speaking
muhteşem bir örnek önümüzde duruyor
a great example stands in front of us
expr.
97
Speaking
size bir örnek vereyim
let me give you an example
expr.
98
Speaking
sana bir örnek vereyim
let me give you an example
expr.
99
Speaking
sana bir örnek vereyim
let me give you an example
expr.
Law
100
Law
farazi olarak örnek verilen akla uygun bir kişi
reasonable person
n.
Politics
101
Politics
bir örnek davranış
uniform attitude
n.
Technical
102
Technical
bir grup malzemeden örnek almakta kullanılan ekipman
trier
n.
103
Technical
bir örnek yapmak
unify
v.
104
Technical
bir örnek olmayan
nonuniform
adj.
Medical
105
Medical
istatistik bir bütünü temsil edecek şekilde seçilmiş örnek grup
random sample
n.
Statistics
106
Statistics
hodges-lehmann bir örnek tahmin edicisi
hodges-lehmann one sample estimator
n.
107
Statistics
sıralı bir örnek popülasyonu sekiz eşit alt kümeye ayıran niceliklerden biri
octile
n.
108
Statistics
örneklemin büyüklüğüne göre çok fazla parametre içeren ve örnek veri ile uyuşup yeni veriye uymayan bir istatistiksel model kullanmak
overfit
v.
Biology
109
Biology
belirli bir habitattan alınan örnek bitki veya hayvan
topotype
n.
110
Biology
özelliklerine bakılarak yeni bir türün tanımlandığı orijinal örnek
type specimen
n.
111
Biology
özelliklerine bakılarak yeni bir türün tanımlandığı orijinal örnek
holotype
n.
112
Biology
taksonu temsil eden bir grup örnek
type series
n.
113
Biology
orijinal veya birincil tiple karşılaştırılıp onunla tanımlanan biyolojik bir örnek
homotype
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir örnek
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy